Mehmet Ali Özcan (Ap Memo) (1921 -1981)

1921 yılında Ap Eziz’in ilk çocuğu olarak dünyaya gelir. Ap Eziz’in eğitiminden geçer. Osmanlıca (eski yazı) okuma ve yazmayı öğrenir. Daha sonra Latin harfleri ile de okuma yazmayı öğrenir. Edebiyata meraklıdır. Arapça, Farsça öğrenir. Fuzuli en sevdiği şairler arasındadır. Bimar mahlası ile şiirler yazar. Aileden ve çevreden birçok kişiye okuma yazma öğretmiştir.

1937 veya 1938 yılında yengesi Gülistan’ın yeğeni Emine Demir ile evlenir. İki kızı ve bir oğlu olur.

1946 yılında, 4 yıllığına gittiği askerliğin 3. Yılında verem hastalığına yakalanarak hava değişimine gönderilir. Ve bir daha askerliğe geri dönmez. O dönemler için verem çok tehlikeli bir hastalıktır. Ve kendi çabaları ile uzun bir süre bu hastalık ile yaşar. Bu hastalığa kendi dikkati ve özeni sayesinde ailesinde kimsede yakalanmaz.

Hastalığı ile beraber uzun bir süre bir derviş hayatı yaşar. Alevi edebiyatına ve tarihine oldukça meraklıdır. Sohbetlerinin çoğunluğu bu eksendedir. Çok kısa sürede doğaçlama şiir söyleyebilir. Çok pratik zekâlı birisidir. Birçok konuda söyleyecek sözü vardır.

1950 yılında babası Ap Eziz, kardeşleri Abdullah ve Seydi, Amcaları Davut Ali, İbrahim, Şükrü ve amca çocukları ile beraber kütüklüye taşınır. 1979 yılına kadar kütüklüde kalır. Bir süre Pınarbaşı merkezde kaldıktan sonra 1981 yılında Ankara’ya kardeşi Abdullah’ın yanına taşınır. Bu taşınmadan kısa bir süre sonra Hakka yürür.

Şiirlerin den elimizde olanlar

KÜTÜKLÜM

 

Arkasında dağlar önünde yazı

Üstünde süzülür doğanın kazı

Bey köyüdür geçmez kimsenin sözü

Yükselir semaya başın Kütüklü’m

 

Yine tüfek alır dağa çıkarsam

Sola hançer sağa lağant takarsam

Şekerpınar’ nda külah yıkarsam

Harbe seyran olur döşün Kütüklü’m

 

Attığın mermiyi kimse atamaz

Korkusundan düşman uyku tutamaz

Yiğit Abdullah’ a düşman çatamaz

Herkes senden yılar Kütüklü’m

 

Deli poyraz gibi esen Kürtlerim

Çelik bıçak gibi kesen Kürtlerim

Mavzer gibi mermi kusan Kürtlerim

Hor bakanı vurmak işin Kütüklü’ m

 

Besmelesiz köyden kimse geçemez

Kırılır kanadı kuşlar uçamaz

Bimar varken yadlar suyun içemez

Özcanlara helal aşın Kütüklü’ m

 

Bu şiiri Kütüklüye taşındıklarında kendilerini ziyarete gelen Avşar ve Çerkezleri korkutmak için yazmıştır.

 

 

 

 

 

 

MEKTUBUM

 

Aklıma geldikçe sohbeti demi

Beni hasta eder gamı elemi

Düş tozlu yollara götür selamı

Halimi arzeyle yare mektubum

 

Yakar bu canımı ateşi hicran

Vefasızlar bilmezler aman

Söyle ona bari göndersin derman

Ciğerim gam ile yara mektubum

 

Aman her nadana açma sen kalı

Meclisi rakipte hıfz eyle dili

Sakın sarp yerlere uğratma yolu

Dosdoğru yoldan yürü mektubum

 

Gönlünce devreder geçer bu devran

İrinli yaraya sürülmez merhem

Ağlatır Bimar’ı bu derdi elem

Selamımı ilet tezce mektubum

 

Bu şiiri Babası Ap Eziz hastalanıp Ankara’ya tedavi olmak için gittiğinde yazmıştır.

 

ASLI VARMIDIR?

 

Diyorlar ki sen bir güzel görmüşsün

Söyle Bimâr, bunun aslı var mıdır?

Gayet çok sevmişsin gönül vermişsin

Söyle Bimâr, bunun aslı var mıdır?

 

Halkalı dururmuş zülfün kemendi

Tesir eylemezmiş aşıklar fendi

Zincirden sağlammış kırılmaz bendi

Söyle Bimâr, bunun aslı var mıdır?

 

Oda bir nevreste yeni bir civan

Hüsnüyle aklımı etti perişan

On dördüne girmiş bir mahitaban

Söyle Bimâr, bunun aslı var mıdır?

 

Çok hayran olmuşsun ol hüsnü ala

Elinde canını sunmuş peymana

Derler ki budur seni eder divana

Söyle Bimâr, bunun aslı var mıdır?

 

Sarı perçemli ahu bakışlı

Kirpiği kaşıyla gayet nakışlı

Bir mevzun endamlı yosma gülüşlü

Söyle Bimâr, bunun aslı var mıdır?

 

 

 

 

Yumrukla başını döver imişsin

Çok koşma çok gazel yazar imişsin

Yalın ayak ağlar gezer imişsin

Söyle Bimâr, bunun aslı var mıdır?

 

Hastaydın ey Bimâr bunu niderdin

Yanımda bazen sözün ederdin

İnleyip sızlayıp dağa giderdin

Söyle Bimâr, bunun aslı var mıdır?

 

Bu şiiri de kendisi için, Memo gizli birisine âşık olmuş, onun için odasından çıkmıyor, diyenler için yazmıştır.

 

13 yaşında iken yitirdiğim, Sevgili dedeme Saygı ile.

 

Ali Ekber Özcan, 0cak 2021